ÜSKÜP KALESİ
Makedonya topraklarına baş şehirlik, başkentlik eden Üsküp’ün beklide en önemli kültür mirası olan Üsküp Kalesi Vardar’a göre kuzeyde bulunmaktadır. Bu kale tarihi açıdan oldukça önem teşkil etmektedir ve aynı zamanda söz konusu kale yerli halkın kullandığı birçok arma ve bayraklarında da bulunmaktadır.
Makedonya Cumhuriyeti’nin başkenti olan Üsküp aynı zamanda ülkenin en büyük şehri olma özelliğini de taşımaktadır. Ülkede bulunan Vardar Nehri’nin iki yakasında kurulu olan Üsküp’ün akış yönüne göre sol tarafta bulunan Eski Üsküp, sağ tarafta bulunan ise Yeni Üsküp olarak isimlendirilmiştir. Nehrin bir yakasında Arnavut ve Müslümanlar yaşarken diğer yakasında ise Ortodoks Hıristiyanlar yaşamaktadır. Hıristiyanların olduğu taraf daha zengin, varlıklı olduğu gibi diğer yakada Arnavut ve Müslüman halkın yaşadığı taraf ise daha mütevazı bir kesimdir. Ülkede tüm farklı dinlere sahip insanlar dostça yaşamaktadırlar. Halk arasında herhangi bir ayrımcılık veya ayrıcalık söz konusu olmamaktadır. Makedonya Cumhuriyeti’nin başkenti olan Üsküp’te birçok tarihi eser bulunmaktadır. Bu eserlerden en önemlisi şüphesiz ki Üsküp Kalesi olarak göze çarpmaktadır.
Üsküp Kalesi ilk olarak milattan sonra 6. Yüzyılda inşa edilmiş olduğu konusunda işaretler bulunmaktadır. Buna göre Üsküp Kalesi Roma İmparatorluğu Döneminde inşa edilmiş fakat 518 senesindeki deprem nedeniyle yıkılmıştır. Fakat yıkılmasından sonra İmparatorlardan I. Justinian döneminde kale tekrardan inşa edilmiştir. Justinian doğup büyüdüğü şehir olan Üsküp için bir şeyler yapmak istemiştir ve bu nedenle tekrar inşa edilmesine karar vermiştir. Fakat Doğu Roma İmparatorluğu ile Bulgar İmparatorluğu arasındaki 10. Ve 11. Yüzyıllardaki savaşlar nedeniyle kale tekrar büyük zarar görmüştür. Ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi’nin güzide eseri olan Seyahatnamesi’nde Kale hakkında gördüklerini de kaleme dökmüştür.
Evliya Çelebi 1660 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun elinde olan Balkan topraklarında yaptığı seyahatleri kaleme aldığı eserinde Kalenin detayları hakkında bilgi vermiştir.
Üsküp Kalesi 1963 senesinde Üsküp’te yaşanan şiddetli depremle tekrar hasar görmüş halde olduğu ve günümüzde restorasyonu yapılmakla beraber 2013 yılı sonuna kadar bitirileceği belirtilmiştir. Üsküp Kalesi’nin Osmanlı Döneminden kalan bir manzarası aşağıdaki resimde görülmektedir.
Üsküp Kalesi; şehrin en yüksek noktasında yer aldığından gelen ziyaretçileri kendine hayra bırakan ilk özelliği şüphesiz manzarasıdır. İnşa malzemesi olarak taş kullanılan bu kale; surlarla çevrilidir. Bizans döneminde opus qvadrum adı verilen bir inşa stili ile yapılmıştır. 121 metre uzunluğundaki bu kale şuan 3 adet kuleye sahiptir. Hâlbuki eski yıllarda söz konusu olan kule sayısının yetmişe yakın olduğu söylenmektedir. Kalenin var oluş amaçlarından ilki ve en önem teşkil edeni askeri olarak kullanılmasıdır. Şuan kaleye gidildiğinde eski çarşı tarafında yer alan kapısı 1446 yılında yapımı gerçekleşen ve bugün her şeye rağmen ayakta kalmayı başaran tek kapıdır.
Üsküp Kalesi, Başkentin en yüksek tepesinde bulunmaktadır. Bu nedenle kaleden şehir manzarası etkileyici bir manzaraya sahip olmaktadır. Kale 121 metre uzunluğundadır. Şehri ziyarete gelenler Üsküp Kalesi’ni görmeden ve kalenin muhteşem manzarasını izlemeden gitmemektedir. Üsküp Kalesi ziyaretçileri için 24 saat açık bulunmaktadır.
Kale görkemli yapısı ve tarihsel dokusuyla günümüzde ziyaretçi akınına uğramaktadır. Özellikle de Makedonya’da okumaya gelen öğrencilerin de tarihi yerleri gezip öğrenme hevesi içinde olması, Makedonya’nın tarih kokan eserlerine karşı ilgisi de gözden kaçmamaktadır. Ülkeye gelen öğrenciler tarihte bir gezinti yapmış gibi hissetmekle beraber aynı zamanda yeni yerler görüp keşfetmenin de tadını çıkartmaktadırlar. Makedonya’da öğrenci olmanın en keyifli yanlarından biri de ülkedeki tarihi eserleri gezmek ve o dönemlere ait eserleri inceleyerek tarihte bir yolculuk yapmaktır. Makedonya’nın her yerinde tarihi eserlere ve yapılara rastlamak mümkündür. Hepsinin bir öyküsü hepsinin yıllara meydan okuyan heybetli bir görüntüsü vardır. Bu gezintiler esnasında yaşanan o büyülü anlar öğrencilerin tüm hayatları boyunca anlatacakları birer anı olarak kalmaktadır. Makedonya’nın tarihi ve eski sokakları, patikaları, küçük ama sevimli sokakları, sıcakkanlı güler yüzlü esnafıyla özellikle Türkiye’den Makedonya’ya okumaya giden öğrenciler için hiç yabancı gelmemektedir. Türkiye’ye benzer mimari yapıları ve tarihi eserleriyle Makedonya’da okuyan öğrenciler kendilerini ülkelerinde hissetmekte ve hemen benimsemektedirler.
Osmanlı tarzı camileri, çeşmeleri, hamamları ve evlerin tarihi dokusu Türkiye sokaklarında dolaşır gibi bir his yaratmaktadır. Bu nedenle üniversite okumak için Makedonya’yı tercih eden öğrenciler ülkeye adaptasyon sorunu yaşamamaktadırlar. Sanki Türkiye’de başka bir şehre gitmiş gibi hissetmekte ve hemen alışmaktadırlar. Bu üniversiteye yeni başlayan bir öğrenci için atlatması gereken en önemli engeldir. Makedonya’da üniversite okumaya karar vererek bu adaptasyon engelini atlatmış olacaklar ve kendilerine olan özgüvenlerini sağlayarak ülkede okumaya başlayabileceklerdir.
Makedonya’da okumanın öğrencilere sunduğu başka avantajlar da bulunmaktadır. Bu avantajların en başında yer alan en önemli olgu ise, öğrencilerin sınav stresi olmadan istedikleri bölümü seçip okuyabilmesidir. Türkiye’de yıllarca üniversiteye giriş sınavları için çalışan ve sonucunda umduğunu bulamayan öğrenciler çok fazla sayıdadır. Ayrıca öğrenciler istedikleri bölümü kazanabilsin diye aileler dershaneler, özel dersler ve etütler için bir hayli para dökmektedir.
Öğrenciler hayatlarının en güzel günlerini asosyal bir hale gelerek sadece ders çalışarak geçirmektedir. Bunun sonucunda ise girdikleri üniversite öğrenci seçme sınavlarında istedikleri başarıyı elde edememekte veya çok fazla öğrenci sayısı ve talebe göre az üniversite sayısı olduğu için başarılı oldukları halde kontenjan yetmediği için üniversiteye giriş yapamamaktadırlar.
Uzun yıllar boyunca sınava hazırlandıkları halde herhangi bir üniversiteye giriş yapamayan öğrenciler sınava tekrar hazırlanma şevkini de kaybetmektedirler. Bu nedenle çoğu insan üniversite okumaktan vazgeçmektedir. Bunun dışında istemedikleri bir bölüme puanları yettiği için okumak zorunda olan öğrenciler de bulunmaktadır.
Sırf yıllarca uğraştıkları için açıkta kalmamak adına puanlarının yettiği üniversiteye giriş yapıp sevmedikleri bir bölümü senelerce bitirmeye çalışmaktadırlar. Bunun sonucunda sevmedikleri bir bölümü istemeyerek okudukları için başarısız sonuçlar almakta ve sonucunda sevmedikleri bir bölümle ilgili bir ömür boyu çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca ülkemizde istedikleri bölümü kazanıp seve seve okuyup bitiren öğrenciler için de çeşitli olumsuzluklar bulunmaktadır. Bu olumsuzlukların başında diplomalarını aldıkları halde herhangi bir iş bulamamaları, kendi alanlarında istedikleri meslekleri yapamamaları gibi durumlar göze çarpmaktadır.
Aileler çocuklarını istedikleri bölümü okutabilmek için özel üniversitelere yollamak zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle yüksek miktarda harç paraları vererek aileler özel üniversite yükü altında ezilmek zorunda kalmaktadır veya öğrenci ülkemizde başka bir şehirde devlet üniversitesini kazansa bile bu sefer de devlet üniversitelerinin harç paraları ve öğrencilerin kazandığı şehirde barınma, yeme –içme, yol parası masrafları büyük bir yük olmaktadır. Tüm bu zahmetlerin sonunda öğrencinin istediği üniversitenin ilgili bölümünü kazanabilmesi ve sonunda da üniversite mezunu olup hayalindeki mesleğe kavuşabilmesi hayal olarak tanımlanabilmektedir. Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra ailelerin ve öğrencilerin göz ardı ettiği veya önyargı ile baktıkları yurt dışı eğitim seçeneği bulunmaktadır. Yurtdışı üniversite hakkında bilinmeyen birçok gerçek bulunmaktadır. Öğrenci yıllarca dershaneler, kurslar ve etütlerle zaman kaybetmekte, ezberci sistemin kölesi olmaktadır. Bunun sonucunda da yarış atı gibi arkadaşlarıyla hırs içerisine girerek sınav stresine girmektedir. Ve maalesef çoğunlukla tüm bu çabalar hüsranla sonuçlanmaktadır.
Hâlbuki dershaneler, sınav stresleri ve başarısızlıklar yaşayıp çocukların psikolojileri bozulacağına yurtdışında çok daha uygun cüzi harç paralarıyla istedikleri bölümü okuyabilme hakkına sahip olduklarını çoğu aile ve öğrenci bilmemekte veya görmezden gelmektedir. Aslında yurtdışı eğitim sayesinde öğrenci yıllarca asosyal bir şekilde sadece stresle ders çalışmak yerine kendisini farklı alanlarda geliştirebilir ve yurtdışında da istediği, ona hitap eden, hayalindeki bölüm ne ise onu okuyabilir. Hem de ülkemize oranla çok daha uygun harç paraları ödeyerek kaliteli, saygın ve prestijli üniversitelerde alanlarında uzman eğitimci kadrolarıyla beraber eğitim görebilmenin ayrıcalığını yaşayabilirler.
Yurtdışında eğitim sanıldığı gibi masraflı, külfetli ve bir bilinmezlik içerisinde ayrıntıları olan karmaşık bir olgu değildir. Türkiye’den çok fazla sayıda öğrenci Makedonya’da üniversite okumak için gitmektedir ve geldiklerinde iş imkânı konusunda ülkemizdeki üniversite mezunlarına göre çok daha şanslı durumda olmaktadırlar. Çünkü işverenler işe alırken adayın diplomasının Makedonya’daki itibarlı bir üniversitenin olduğunu görünce Türk üniversitesinden mezun olan başka bir adaya göre daha öncelikli olarak görmektedir. Makedonya’daki bir üniversiteden mezun bir öğrenci böylelikle daha kolay iş bulabilmektedir. Aynı zamanda başka bir avantajı da; Makedonya‘dan mezun olup diplomasını eline alan bir kişi tüm Avrupa Birliği ülkelerinde çalışabilmenin de anahtarını eline almış demektir. Böylelikle tüm iş imkânlarının kapıları sonuna kadar açılmaktadır.
Üsküp Kalesi her haliyle çok güzel bir kültür ve tarih mirası olmakla birlikte, aynı zamanda eşsiz bir mimari eserdir.
Gün batımındaki manzarası ile keyfinize keyif katacak bir konuma sahiptir. Özellikle öğrenciler tarafından çok ilgi çeken Üsküp Kalesi ziyaretçi akınına uğramaktadır. EuroStar Yurtdışı Eğitim Merkezi yurtdışı eğitim ile ilgili tüm yollarda sizlere ışık tutacak ve size yol haritanızı hazırlayacaktır. Kariyer planlamanızı yaparak aynı zamanda tüm prosedürleri de sizin yerinize halledecek olan EuroStar'a internet sitesinden ve telefonlarından ulaşabilirsiniz.
Tüm bu avantajlardan yararlanabilmek için kendisine konusunda güvenen, itibarlı, kaliteli hizmet anlayışı ile sizlerin yanınızda olan, köklü bir danışmanlık şirketi olan EuroStar Yurtdışı Eğitim Merkezi ile tanışmanız yeterli olacaktır.
Öğrenci kapıdan içeri girdikten sonra EuroStar’ın uzman ve deneyimli kadrosu sayesinde öncelikle gerçekten ne istediğini anlayabilecek, hangi mesleğe eğilimli olduğunu keşfedebilecek ve buna göre kendisine bir yol haritası çizilecektir. Öğrencinin hayalindeki mesleğin ne olduğu çözümlenecek ve ona göre bir yol izlenmek üzere planlar yapılacaktır. EuroStar Yurtdışı Eğitim Merkezi sadece bu alanda sizlere yardımcı olmakla kalmayacak aynı zamanda Türkiye’den Makedonya’da okumak için gidebilmeniz adına ne kadar karışık gibi gözüken prosedür varsa sizler yerine bu işlemleri yürütecektir. Sadece ülkemizde değil Makedonya’da da sizlerin yanında olmaya ve destek vermeye devam edecek olan EuroStar sizler için en doğru tercih olacaktır.
.